Edebiyatın en kitleselleşmiş türü olan roman, derinliklerinde insan zihninin ürettiği fikirlerin kırık dökük kalıntılarını taşır. Yüzeyde, öyküye dayalı dilsel-duygusal eğlencenin altında, yüzyıllarca geriye giden bir tarih vardır. Bu kitap roman türünü örneklendirebilecek kimi klasik yapıtlarla daha yakın tarihli kurgulardaki bu tarihsel devamlılığı vurgulamayı amaçlıyor. Bir kurgusal yapı bir arada sunulan mekanik parçalar yığını değil, okuma edimiyle yaşamaya başlayan bir dünya, bir kozmos ol ...