İçimizin ormanlarında kaç türlü canlı yaşar? Kaç ağaç türü vardır? Kaç kanatlı çeşidi? Güneş balkıyan yapraklarda hangi böcekler dolaşır? Dibi toprağın, suyun ve türlü kurtçuğun yatağı olan köklerde, damarlarda akan yaşamı duymak mümkün mü? Çırılçıplak gövdelere dolanmış kabukların hükmü nedir? Ormanlar içlerinde neleri saklar? İçimizdeki ormanlarda ne gizlenir? Farkında mıdır insan içindeki ormanın ya da ormanların? Peki, içinde yaşadığımız insan ormanından neyiz? Bir ağaç, bir böcek, bir kurtçuk, yaprak,

Abstrakt Dergi tarafından Ekim Devrimi'nin 100. yıldönümü vesilesiyle düzenlenen Sosyalizmin Güncelliği Sempozyumu, farklı geleneklerden ve akımlardan Marksist düşünce insanlarını bir araya getirdi. Sempozyumda Kapitalizmin Bitmeyen Çoklu Bunalımı, Ekim Devrimi Deneyimleri, Sosyalizmin Güncelliği başlıkları altında, geçmişten günümüze ve oradan geleceğe uzanan verimli tartışmalar gerçekleşti. Ortaya, Türkiye Marksist düşünce evreninin önemli isimlerinden derlenmiş bir sosyalizm tartışması çıktı. Yoğun bir

Yüz yıl sonra Ekim Devrimi ve ardından kurulan iktidarların bozulup çürüdüğü ve yıkıldığı, büyük emek ve özverilerle insanlığa armağan edilen kazanımların emperyalist kapitalist barbarlık eliyle yok edilerek insanın kendine düşman haline getirilmeye çalışıldığı bir çürüme çağında dönüp yeniden Ekime bakmak, onun insanın kendini gerçekleştirmesine yaptığı katkıdan esinlenmenin büyük bir değeri olacağı kanısındayız. Çünkü sosyalizm sadece insanı maddi-ekonomik zincirlerinden kurtarmakla kalmamış aynı zamanda

Bu eser, Rusya Sosyalist Federatif Sovyet Cumhuriyeti (RSFSC) anayasasının Rusça orijinalinden, devrimci ruhunu kaybetmeden yapılan ilk ve tek çeviridir. Bu anayasa tarihsel bir metin olmanın ötesinde, aynı zamanda ezilenlerin özlemlerinin güncel ve canlı bir manifestosudur. Bütün İktidar Sovyetlere!

Yüz yıl sonra Ekim Devrimi ve ardından kurulan iktidarların bozulup çürüdüğü ve yıkıldığı, büyük emek ve özverilerle insanlığa armağan edilen kazanımların emperyalist kapitalist barbarlık eliyle yok edilerek insanın kendine düşman haline getirilmeye çalışıldığı bir çürüme çağında dönüp yeniden Ekime bakmak, onun insanın kendini gerçekleştirmesine yaptığı katkıdan esinlenmenin büyük bir değeri olacağı kanısındayız. Çünkü sosyalizm sadece insanı maddi-ekonomik zincirlerinden kurtarmakla kalmamış aynı zamanda

Yüz yıl sonra Ekim Devrimi ve ardından kurulan iktidarların bozulup çürüdüğü ve yıkıldığı, büyük emek ve özverilerle insanlığa armağan edilen kazanımların emperyalist kapitalist barbarlık eliyle yok edilerek insanın kendine düşman haline getirilmeye çalışıldığı bir çürüme çağında dönüp yeniden Ekime bakmak, onun insanın kendini gerçekleştirmesine yaptığı katkıdan esinlenmenin büyük bir değeri olacağı kanısındayız. Çünkü sosyalizm sadece insanı maddi-ekonomik zincirlerinden kurtarmakla kalmamış aynı zamanda

Yüz yıl sonra Ekim Devrimi ve ardından kurulan iktidarların bozulup çürüdüğü ve yıkıldığı, büyük emek ve özverilerle insanlığa armağan edilen kazanımların emperyalist kapitalist barbarlık eliyle yok edilerek insanın kendine düşman haline getirilmeye çalışıldığı bir çürüme çağında dönüp yeniden Ekime bakmak, onun insanın kendini gerçekleştirmesine yaptığı katkıdan esinlenmenin büyük bir değeri olacağı kanısındayız. Çünkü sosyalizm sadece insanı maddi-ekonomik zincirlerinden kurtarmakla kalmamış aynı zamanda

Yüz yıl sonra Ekim Devrimi ve ardından kurulan iktidarların bozulup çürüdüğü ve yıkıldığı, büyük emek ve özverilerle insanlığa armağan edilen kazanımların emperyalist kapitalist barbarlık eliyle yok edilerek insanın kendine düşman haline getirilmeye çalışıldığı bir çürüme çağında dönüp yeniden Ekime bakmak, onun insanın kendini gerçekleştirmesine yaptığı katkıdan esinlenmenin büyük bir değeri olacağı kanısındayız. Çünkü sosyalizm sadece insanı maddi-ekonomik zincirlerinden kurtarmakla kalmamış aynı zamanda

Lenin sahneye çıktı fakat uzun süre konuşmasına başlayamadı. Salonun her yanından şiddetli alkışlar, tezahüratlar yükseliyor, kadın işçiler çocuklarını başlarının üzerine kaldırıyorlardı. Başkan salondakilerin coşkusunu bastırmakta yetersiz kalıyor, sesler gittikçe yükseliyordu. Tezahüratların ne zaman kesileceğini ve liderin konuşmasına ne zaman başlayacağını söylemek zordu. Vladimir İliç kararlı bir şekilde sahnenin kenarına kadar geldi ve sol elini kaldırdı. Tüm gürültü birden kesildi, sabırsız bir bekl

Ayza, Kazdağları'nda yaptıkları kısa tatilde zeytin ağacının önemini keşfediyor. Anneaanesinin çocukluğunun geçtiği toprakları ziyarete giden Ayza, kamp yaptıkları zeytin ağaçlarıyla çevrili bir köyde yeni arkadaşlarla tanışıyor. Arkadaşlarıyla birlikte Truva Antik Kentini gezerken konuşan bir güvercinin peşine takılıp mitolojik bir maceraya doğru yol alıyorlar. Sekiz çocuk ve yaramaz köpek Laççi'nin başından geçen zeytin kokulu bir hikaye.

Zenan, Efe, Yağmur, Bulut ve tüm çocuklar yeryüzünde gerçekleşmesini istedikleri ortak düşler kurmuş ve bu düşlerin gerçekleşeceğini herkese göstermişlerdi. Yeniliklerin ve güzelliklerin yerleşmesi, özümsenmesi bazen zaman alabilir. Bunu ilk başlatan çocuklar olacaktır belki, kim bilir?

Elinizdeki kitap için konuşan kadınlar, kimimizin büyükannesi, kimimizin annesi ve kimimizin de ablası olabilen yaş kuşağının kadınları. Onların tarihte özel olarak yazılı bir yeri yoktur. Bunun yerine genel olarak sadece ezilen kadın şeklinde bir ifade kullanılır. Kadınlarımız: Sofrada Yeri Ağzında Dili Olmayan çalışması ise o kara perdeyi bir yerinden aralayarak, arkada yer alan kadınların kendisini konuşturuyor. Fatma, Emine ya da Ayşe kadınlar... Modern kentleşme veya köyden kente göç öncesi süreçte k

İnancı olanın uyması gereken ibadeti olurdu eskiden. İşte bu benim yola girmişliğimin ya da yoldan çıkmışlığımın hikâyesidir. Dinleyin de bulun eksikliğimi. Siz yapın, yapmak isteyip de yapamadığımı. Barışın, esenliğin, sevginin adıyla anılsın adınız. İnsan dünyaya geldiği günden itibaren koşuşturup durur. İklimin, coğrafi yapının durumuna uygun tarih boyunca sığınaklar yapmayı ihmal etmemiş. Eskiden bu sığınaklar sayesinde insanlığın oluşturduğu değerlerin korunduğu söylenirdi.. Hangi dinden olursa olsun

ÜRÜN AÇIKLAMASI Insana yönelik her edebi operasyonda, öykünün payı hep bir adım önde yürümüştür. Çünkü öykü kendimize başkasının gözüyle bakabilmekmiş. Yani işin en zor yanı!... Kimi iç ve dış yıkıntılarımızın onarımında, sıradan öykülerin payını itiraf etmeliyiz. Özellikle ruhsal kanamalarımızı, iyi bir öyküden başka hangi ilaç tedavi edebilir ki? Bilincimiz kadar mutlu ya da mutsuz olacağımızın altını, Kerem Ile Aslı, Ferhat Ile Şirin, Binbir Gece Masallarından daha kalın bir çizgiyle hangi kalem çizebil

Hayatımızı kurtaralım diye okutmadılar ki bizi. Onları kurtaralım diye okuttular. Bankaya, bankerlere yatırılmış üç beş kuruş gibiydik. Derken gün günden kötü, yaşam her şeyden gerçekçi geldi ve biz Yatırım Çocuklar onları kurtaramayışımıza onlarla birlikte şaşıp kaldık. Onlar ki kitapsız okuyan, topraktan öğrenenlerdi. Onlar ki ateşin yaktığını, suyun boğduğunu ve taşın sertliğini iyi bilenlerdi. Bize güvenmişlikleri nice mihnetti nice zorunluluktu bilmezler miydi?.. Yine bir Yatırım Çocuk olan ozan Rü

Bu coğrafyada zor yetişen kadın sosyalist önder ve yazarlardan, aynı zamanda daha da az bulunur kadın şairlerden biri olan Kutsiye Bozoklar'ı kaybettik. O sosyalizm kavgasının henüz başındayken polis kurşunuyla tekerlekli sandalyeye mahküm edilmesine boyun eğmedi, bu kez fikirleri ve kalemiyle sosyalizmin genç kuşaklara taşıyıcısı ve öğretmeni oldu. Kutsiye Bozoklar, bu kitapta sosyalizmde inat etme çizgisinde duran devrimci özneye, özne olmakta karar kılmışlara yaşanmış deneyimlere eleştirel bir bakış sun

Bu coğrafyada zor yetişen kadın sosyalist önder ve yazarlardan, aynı zamanda daha da az bulunur kadın şairlerden biri olan Kutsiye Bozoklar'ı kaybettik. O sosyalizm kavgasının henüz başındayken polis kurşunuyla tekerlekli sandalyeye mahküm edilmesine boyun eğmedi, bu kez fikirleri ve kalemiyle sosyalizmin genç kuşaklara taşıyıcısı ve öğretmeni oldu. Kutsiye Bozoklar, bu kitapta sosyalizmde inat etme çizgisinde duran devrimci özneye, özne olmakta karar kılmışlara yaşanmış deneyimlere eleştirel bir bakış sun

Bu kitap, Kutsiye Bozoklar'ın, sanat ve mücadele ilişkisini sorgulayan, çeşitli gazete ve dergilerde yayımlanmış yazılarının derlenmesinden oluşmaktadır. Sanatın şiir, roman, anı, inceleme gibi yazınsal biçimleri üzerine incelemeler kitabın ana dokusunu oluşturmakta. Müzik ve sinema üzerine yazılar, sanatın sözel ve görsel biçimlerini ele alıyor ve kitapta önemli bir yer tutuyor. Medya konulu yazılarıyla Kutsiye Bozoklar, yenidünya düzeninin ideolojik argümanlarıyla hesaplaşma çizgisini sürdürüyor. Kimi ki

"...Karanlıkla birlikte ortalığa sinsi bir suskunluk çökmüştü. Yaralananlar, ölenler vardı. Fakat ağlayan yoktu. İnsan, acısını paylaşacak birisini bulmadıkça ağlamıyor muydu ne? Ufuk çizgisinde yabalar, tırmıklar, tırpanlar seçiliyordu. Süngü takmış asker, emre uyup uymamakla ikircikliydi..." "...Birkaç yıl önce Hasan Kıyafet'in İmece Yayınları'ndan çıkmış olan Gomünist İmim adlı romanı elime geçti. Çok rahat okudum. Kovboy romanı gibi hızlı. Yaşar Kemal'in İnce Memed dünyasından geçip gelmiş bir sanatçı k

Çoğu kez, " ...Bana şimdi hikaye anlatma " diye söze başlayanlar, gerçekte edebiyatın nabzının öyküde attığını bilmeyenlerdir. Ya da şu bozuk siyasi arenada, edebiyatın tüccar eline düşmesine katkı sunanlardır. Siz hiç iyi bir öyküsü olmayan şiire, romana, filme rastladınız mı ? Kısacası, " Aslanların tarihini avcılar yazdığı sürece, aslanlar hep yenik olacaktır. " Afrika özdeyişinde olduğu gibi. Emekçilerin edebiyatını da kendileri yapmadığı sürece, bir şeyler hep eksik kalacaktır. İğne Deliğinden Öyküler'