Anasayfa Arama sonuçları
Sonucu Daralt
Sadece stokta olanlar : 
Toplam 1000 kayıt bulunmuştur Gösterilen 700-720 / Aktif Sayfa : 36
Goethe'nin şiirindeki Ceza da verse, onları sakınsa da, İnsanca bakmak zorunda insanlara. sözlerinin, nasyonal sosyalist Almanya'da bulacağı bir yankı yoktur. -Ernst Fraenkel Bir yandan, kendi koyduğu yasa ve kurallara uyan, -en azından kitabına uyduran- norm devleti. Diğer yandan, siyasi icaplara göre verdiği keyfî kararlarla yöneten ve herhangi bir normla kendini bağlı saymayan önlem devleti. İkili devlet, bu iki sistemin yan yana var olduğu bir rejim. Kısmen, belirli bir alanın norm veya önlem devletin
237 TL.
Tükendi
Bebekler çoğunlukla, sevimli ve tombul küçük varlıklar olarak görülür. Bununla kastedilen pasif, aciz ve her bakımdan muhtaç canlılar olmalarıdır. Bu, talihsiz ama bir o kadar da yaygın bir kanıdır. Saygılı ebeveynlik yaklaşımı, yakından bakıldığında bebeklerin olağanüstü bir öğrenme becerisine sahip, sezgileri güçlü, doğdukları andan itibaren farkındalık sahibi kişiler olduklarını kabul eder. Bu ne anlama gelir? Bebeğimizin bizimle dürüst ve yetkin bir ilişki başlatması için onu nasıl destekleyebiliriz?
147 TL.
Benim portre yazarlığıma her defasında bir açılıp kapanma, daralıp genişleme hareketinin ritmi eşlik eder. Bu ritmi arar, mütemadiyen hissetmeye çalışırım yazarken. Portresini çıkaracağım insana ritim tutarak bakarım. Sempati, antipati ve en iyisi empatinin de ritmi bu olmalı. Ahmet Tulgar'dan, şahsiyatla değil, toplumsal ruh halimizle uğraşan portreler. Kaygıların, öfkelerin, hayal kırıklıklarının, utançların, kederlerin, beri yandan hayranlıkların, sevinçlerin, tesellilerin, dert ortaklıklarının portrel
159 TL.
Tükendi
Yaşlı kadının plastik bir kutu içinde sunduğu lokumları sever, hele pembe olanlara bayılırdı. Yaşlı kadın güllü diyordu onlar için. Tadını tam çıkaramadığı, ama limona benzettiği sarılarını da severdi. Yalnız yeşil olanlardan hoşlanmaz, ağzını yakan keskin nane tadından nefret ederdi. Bazen yaşlı kadın kutuyu masanın üzerinde bırakıp giderdi. Küçük kız o zaman kutudaki lokumları dilinin ucuyla ıslatıp tozlarını siler, renklerini açığa çıkarıp pembelerini seçerdi. Sonra öbürlerini kutunun dibinde biriken to
67 TL.
Tükendi
Sahte Para Kuponu, Tolstoy'un Türkçede ilk kez yayımlanan öykülerini ve torunlarına yazdığı bir masalı içeren özgün bir seçki. 1900'lerde ihtiyarlık döneminde yazdığı Sahte Para Kuponu, Çocukluğun Gücü, Yabancı ve Köylü, Bereketli Topraklar gibi öykülerinde Tolstoy, kötülüğün iyilik sayesinde yok edilebileceği ana tezini işler. Küçük bir suçun tıpkı kartopunun çığa dönüşmesi gibi büyük bir felakete yol açabildiğini kendine has kurgusu ve sade üslubuyla anlatan Tolstoy, bu geç dönem eserlerinde yüzyıl dönü
107 TL.
Tükendi
Çok zengin siyasi, toplumsal ve tarihî arka plan bilgisini hikâyelerine yedirerek siyasi polisiyeyi iyice siyasileştiren Schorlau, bu defa Yunanistan iktisadi krizini konu ediyor. Özel dedektif Georg Dengler'in bu defaki vakası, Avrupa Birliği'nin iktisadi krizdeki Yunanistan'a son derece ağır şartlar dayatan bürokrasisi içinde yer alan bir memurenin esrarengiz biçimde kaybolması. Dedektifimiz, Almanya'daki ve Yunanistan'daki araştırmalarında, görünürdeki birtakım şüpheli kişilerin ve ilişkilerin berisinde,
285 TL.
Sıkıntının temelde bir anlam krizine işaret ettiğinden yola çıkarak, sıkıntı mekânlarına ve zamanla ilişkisine, bir estetik kategori olarak kullanımına, siyasette uç verdiği anlara, edebiyat ve sinemadaki temsillerine ve ona karşı sunulan panzehirlere bakmak, bu coğrafyaya özgü anlam arayışlarına ve çatışmalarına dair kışkırtıcı sorular ortaya atabilir. Aylin Kuryel, Sunuştan Son yıllarda Türkçenin en yaygın kullanılan sözcüklerinden biri, sıkıntı. En yaygın kullanım şekli de: Sıkıntı yok! Kalıbın bu kadar
223 TL.
Tükendi
Howard Pyle'ın kaleminden, zenginden alıp yoksula dağıtmasıyla ün kazanan halk kahramanı Robin Hood'un kâh eğlenceli, kâh tehlikeli maceraları. Kendisine saldıran bir ormancıyı kazara öldüren Robin Hood kanun kaçağı olarak yaşamaya başlar. Etrafına yavaş yavaş toplanan adamlarla birlikte bir çete oluşturur. Bir yanda gaddar Nottingham Valisi, gözü dönmüş kral ve pahalı cüppeler içindeki rahipler; diğer yanda Sherwood Ormanı'nın derinliklerinde yaşayan, insanlara iyilik yapmak için maceradan maceraya koştura
170 TL.
Tükendi
Hayat beni iki toplumlu, iki dilli, tek bölgeli kıldı. Kıbrıs'ın bütününün insanıyım. 'Biz' dediğimde Mehmet ile Yannis, Ayşe ile Maria aynı anda aklıma düşer. Onların hassasiyetleri, özgüllükleri, kültürleri ve çıkarları bende ortak ve birdir. Fakat benim kendimden saydığım insan toplulukları, 'biz' ve 'onlar' karşıtlığı içinde yaşıyorlar. Birbirini değersizleştirmeye, kavga ve rekabet etmeye devam ediyorlar. Benim aynı anda hem içlerinde ve aralarında olmam, hem de 'biz' ve 'onların' ötesini aramam, bu sü
257 TL.
Mehmet Özgül çevirisi, Alexander Chudakov'un önsözü, Charles Du Bos'nun sonsözü, Yazar ve dönem kronolojisi, Kitaba dair görsellerle. 1890-1892 arasında yazılmış öykülerden oluşan Düello , modern öykücülükte bir ekol oluşturan Çehov'un olgunluk dönemine ait kısa ve uzun öykülerinden her zamanki gibi lezzetli bir kitap. Çağdaşlarının görkemli başyapıtlarının aksine ölçeğine insanı alan mütevazı yapılar kurarak Rus toplumunun yalın hakikatlerini betimleyen Anton Çehov, Düello 'da kısa öykü ile uzun öykü
179 TL.
Tükendi
Sarı telefon bir gün olsun çalmadığı halde sehpadaki varlığını senelerce korudu. Zamanla ahizesi kırıldı, sonra tuşları çıktı, ardından kablosu koptu. Bir sabah annem sarı telefonu kömür sobasına attı. İçimde, sivilceli ve çilli bir çocuğun Alo! sesini duydum. Açsaydın, Seni seviyorum, diyecektim. İsmail Saymaz, bazen bir Erzurum türküsünün soluğunu ya da Karadeniz'in yerinde duramayan rüzgârını İstanbul'un baş köşesine getiriyor; bazen de İstanbul'un hovardalıklarını, neşesini ve rengini tutup memleketin d
95 TL.
Tükendi
Çizgilerin kürelere, zamanın sonsuzluğa, sonsuzlukların da hayâllere dönüştüğü bir hikâyedir bu. Sıradan insanların sıra dışılığı, bilinen hikâyelerin düşlere dönüşümü, zaafların asîlleşmesi, erdemlerin ardındaki günâhkârlık tüm içtenliğiyle akacak zihinlere. İnsan olmanın en zayıf ve en yüce yanları, bir hikâyenin dokunuşuyla bir kez daha bilinebilir olacak. İhsan Oktay Anar, bu yeni düşüyle sizleri bir kez daha şaşırtacak. Çizgilerde değil kürelerde gezinecek, bilinen zamanların bilinmeyen anlarına yolcu
195 TL.
Cevizler düşer, kuşlar uçar. İyi ki tersi doğru değil. Yoksa bir cevize yem olabilirdim. Peki ya insanlar? Küçük odalarda oturup düşünürler, dedi Roko. Nisa'nın suratının iyice asıldığını görünce gönülsüzce ekledi: Bazen de zeplinler, uçaklar ve birtakım başka şeyler icat ederler. İnsanlar böyledir. Sekiz yaşındaki Nisa ile bir gün pencerede beliriveren sıra dışı arkadaşı Roko'dan kâh peynir simit kâh reçelli ekmek eşliğinde samimi ve eğlenceli sohbetler. Başka bir deyişle rüyalar, aynalar, kurallar, mutlu
175 TL.
Tükendi
Şiddet Üzerine, Hannah Arendt´in hacimce en küçük ama en çarpıcı ve tartışma yaratıcı kitaplarından biri. Arendt bu eserinde, şiddeti, sözle yanyana gelemeyecek, sözün/konuşmanın karşısına çıktığında onu çaresiz bırakacak bir olgu olarak mesele ediyor: Bu özelliğiyle şiddet, politika dışıdır, politikayı dışlayıcıdır. Beri yandan, 20. yüzyılda şiddet en ağırlıklı politik olgu olma eğilimi içindedir, ona göre. Tarihin en eski fenomenlerinden biri olan savaşın ve modern çağın bir ürünü olan devrimin güncelliği
117 TL.
Tükendi
Yüzyıllar önce cadılıkla suçlanıp öldürülen kadınlara uygulanan muamele bugün farklı biçimlerde, sistemleşmiş ve doğallaşmış halde devam ediyor. O zamanlardan itibaren, önce şiddet yoluyla ve sonra ideal ev kadını modelinin inşasıyla dayatılan model, kadınları doğurganlık üzerine temellenen rollere hapsetti, çalışma yaşamından kopardı. Bu model, kadınların kimliklerini yok etti, zayıflattı, özgürlüklerini ellerinden aldı. Kadınlar birbirleriyle rekabete sokuldu, "ideal kadının" temsilcisi olmaya zorlandı. B
186 TL.
Tükendi
Birinci Dünya Savaşı'nın sonunda, barışın sağlanmaya çalışıldığı yıllarda, Woodrow Wilson meşhur On Dört İlke'yi ortaya attı. Her ne kadar son halinde adı geçmese de, bu on dört ilkeden en çok dikkat çeken kendi kaderini tayin hakkı oldu. İmparatorlukların çöktüğü, sömürgeciliğin hükmünü yitirmeye başladığı ve ulus-devletlerin ortaya çıktığı bu dönemde, bu hak, en çok sömürge halklarına umut oldu. Fakat güçlü ya da zayıf, küçük ya da büyük tüm halkların kendi kaderini tayin etmeye hakkı olduğunu bildiren bu
301 TL.
Tükendi
Heykeller... nereye doğru yol aldığı belli olmayan insanlık tarihinin en 'canlı' tanığı. Her defasında daha gürültülü, daha gösterişli bir başka yalana ihtiyaç duymayan tek tanık... Kırılan, yok edilen, etrafa dağılan paramparça halleriyle... Hem trajik, hem komik! Bir yanda, Heykeli dikilecek adam! yüceltisine konusu olanlar... Kadın heykelleri, zaten pek nadir! Diğer yanda, nefretin hedefi olarheykeller heykellerden çıkartılan hınçlar... Ve Heykeli dikilecek adam sayılmaktan Yıkın bu heykeli! hıncının he
154 TL.
Tükendi
Edmondo de Amicis'in ünlü romanı Çocuk Kalbi'nde, öğrenci enrico'nun gözünden bir toplumun birbirinden farklı hayatlar yaşayan insanları anlatılıyor. Üçüncü sınıfa giden enrico, arkadaşlarıyla birlikte atıldığı maceraları günlüğüne not etmeye başlar çalışkanlığıyla tanınan derossi, önüne gelene zulmeden nobis, herkese armağanlar dağıtan garoffi ve yaramaz franti... Bir yanda hastalıklar, zor dersler ve ağır işler; diğer yanda cambazların numaralarını gösterdiği karnavallar, kırlardaki güzel havanın tadına
170 TL.
Tükendi
Sesi bu alacalı karmaşayı orta yerinden yarıp geçiyor. Saatler susuyor. Hafifliyorum. Kafamın içinde sıralamaya çalışıp durduğum her şey gevşiyor, düğümleri çözülmüş gibi sarkmaya başlıyor. Guguklu saatler, pilli saatler, kurmalı saatler duruyor. Ben duruyorum... Belalı gemilerde ateşle tek vücut olan mürettebat, paranoyak zihinler, rüyaların derinliklerinden sökülüp çıkarılan ılık ılık atan yürekler, post mortem fotoğraflar ve zamana yenilen aşklar, hasta ruhlu yazarlar, buz tutan kimsesiz nehirler, basit
112 TL.
Birbirlerinin dilini anlamıyorlardı ama yoksulluğun işaret dilini az çok biliyordu burada yaşayan herkes. Bu dili anlamak merhametin kapılarını sonsuza dek açmıyor olsa da muhtemel tehlikelerin sinyallerini algılamak adına önemliydi. Hikâye, semtin en işlek caddelerinden birinde, kalabalığın hengâmesinde göçmenler, kör köpekler, berduşlar, meczuplar, pezevenkler, insan tacirleri, uyuşturucu ve emlak simsarları arasında geçiyor. Jaklin Çelik, arafta kalmanın çaresizliğini, yoksulların işaret dilini, yaşamın
130 TL.
Tükendi
Sadece stokta olanlar : 
Toplam 1000 kayıt bulunmuştur Gösterilen 700-720 / Aktif Sayfa : 36