Anasayfa Arama sonuçları
Sonucu Daralt
Sadece stokta olanlar : 
Toplam 1000 kayıt bulunmuştur Gösterilen 600-620 / Aktif Sayfa : 31
Kırkı aşkın dile çevrilen ve sinemaya uyarlanan Okuyucu, 20. yüzyıl Alman edebiyatının en parlak romanlarından biri. Okuyucu, İkinci Dünya Savaşı ertesinde, on beşindeki lise öğrencisi Michael Berg ile otuz altı yaşındaki Hanna Schmitz arasındaki tutkulu aşk üzerine kurulu bir hikâye anlatıyor. Hanna'nın aniden ortadan kaybolmasıyla kesintiye uğrayan bu birliktelik, ikilinin yıllar sonra bir mahkeme salonunda karşılaşmasıyla devam ediyor: Hanna savaş sırasında bir kilisede tutulan bir grup Yahudi'nin ölüm
168 TL.
Tükendi
Azar azar azalan zaman. Adına yaşlılık dedikleri yavaşlık... Aksayan, sakatlayan, eğri büğrü bir hal. Yere doğru, öne doğru, gittikçe toprağa doğru kapanan, büyüdükçe küçülmeyi, buruşmayı, titremeyi, üşümeyi, elde tutamamayı, önündekini görememeyi, unutmayı, unutturmayı sinsice belleten beden... Sana ne oldu, sana ne oldu, hadi çık sokağa aldırma diyordun ne oldu diye durmadan başına kakan, yıldıran... Şimdi kimim ben diye soran, susan, susan, sustuğuna suçlanan aynalar... Usul usul çoğalan hüzün. Hayriye'
148 TL.
Tükendi
Salim Fikret Kırgi, sinemada, televizyonda, edebiyatta, popüler kültürde adeta bir fenomen olan kurgusal vampirin folklorik boyutuna bakıyor. Osmanlı Vampirleri folklorik vampiri çoğunlukla Rum Ortodoks Kilisesi'ne bağlı Slav ve Grek toplulukların takip ettiği bir halk inanışı olarak tanımlayan genel eğilimin göz ardı ettiği bir noktaya eğiliyor: Folklorik vampirin ortaya çıkış yeri olan coğrafyanın büyük bölümünün, fenomenin ilk meydana çıkıp tartışılmaya başlandığı 15.-18. yüzyıllar arasında Osmanlı İmpar
115 TL.
Tükendi
Osmanlıca aslından notlarla yayına hazırlayan Seval Şahin, Orhan Koçak'ın sonsözüyle. Mai ve Siyah'ta Halit Ziya Uşaklıgil bireyin edebiyatta birey olarak da var olabileceğini gösterir. Bu nedenle roman, edebiyat tarihimizin köşe taşlarındandır. Şair olma hayalleri kuran genç Ahmet Cemil'in şiirle, edebiyatla, sanatla doldurmak istediği ama daha çok umutsuzluklarla, yenilgilerle, mücadelelerle geçen hayatını anlatan Mai ve Siyah, aynı zamanda dönemin matbuat ve sanat dünyasında yaşananları da tüm canlılığ
130 TL.
Tükendi
Biz böyleyiz, biraz esprili bir dille ifade edersem, yerine göre 'herkeyfin kahyası', yerine göre devletin çöp kutusuyuz. Reinhard Heydrich Kuruluşunda önemli rol oynadığı Gestapo'nun üst düzey yöneticisi olan Heydrich'in, bir gün bir içkili lokantada kendisini tanıyıp hürmet göstermeyen ve kendi aralarında gülüşen bir topluluğa şöyle bağırdığı aktarılır: Ben Gestapo'nun şefiyim! Hepinizi toplama kampına yollayabilirim! Gestapo: Geheime Staatspolizei - Gizli Devlet Polisi. Nazi rejiminin gizli polis kuru
177 TL.
...Kitaplaşmamış tiyatro oyunları, çeşitli makaleleri ve siyasal yazılarıyla 22-23 kitaplık bir diziye ulaşacağını umduğumuz Yakup Kadri´nin tüm eserlerinin ilk 13 kitabında, basımı yakın dönemde yapılan derlenmiş metinleri esas aldık. Sadeleştirme amacıyla da olsa değiştirme ve ekleme yapılmayan bu eserlerde şayet yazar sağlığında bazı değişiklikler yapmışsa, yazarın düzelttiği son metinler esas alındı... -İletişim Yayınları-
143 TL.
Raymond Williams, 1958'de basılan ve kültürel çalışmalar disiplininin kurucu eseri olan bu kitabında, modern anlamıyla kültür kavramının ilk defa Sanayi Devrimi sırasında kullanıma girdiğini öne sürüyor. Sanayi Devrimi'nin beşiği İngiltere'de kavramın o tarihten beri geçirdiği dönüşümlerin izini sürüyor. Coleridge'den John Stuart Mill'e, Matthew Arnold'dan William Morris, John Ruskin ve Oscar Wilde'a kadar kırktan fazla düşünür ve edebiyatçının eserlerine bakıyor, kültür fikrinin evrimini inceliyor. Sanayi
350 TL.
Mercan, annesiyle birlikte şehrin göbeğinde bir köşe binada yaşıyordu. Bunu öğrendiği gün sokağa fırlayıp şehrin göbeğini aramaya koyuldu ama etrafta beklediği gibi şişkin bir göbek bulamadı. Bunun üzerine köşe binayı bulmaya çalıştı ama dönüp yaşadıkları apartmana bakınca herhangi bir sivrilik göremedi. Sokakları da, binaları da tıpkı diğerlerine benziyordu. Mercan yanlış mı anlamıştı, annesi ne demek istemişti? Anlaşmak, anlaşamamak ve yanlış anlaşmalar üzerine sıcacık bir hikâye.
170 TL.
Tükendi
Rüyalarımız tekdüzeleşir, Böl-yönet düzeninde Birey yüceltilip bencilleştirilirken, Aidiyetlerimizin gönüllü köleleri, Belirlenmiş seçeneklerin kalebentleriyiz. Her gün yeni felaket haberiyle uyanıyorum. Ne yapabilirim? Vicdanın sızlarken sen ne yapabilirsin? Biz ne yapabiliriz? Gündüz Vassaf, Ne Yapabilirim? Geleceğe Kartpostallar'da bir harekete, örgüte, partiye, hatta ideolojiye bağlı olmayanlara sesleniyor. Kötümserliğe kapılıp edilgenleşmeye, değişimin ertelenmesine, değişimi kendimizden başka yerlerd
210 TL.
Yazılar bile gözüme iyi öğrendiğim yabancı bir yazı gibi görünüyordu. İşte bir gazete kupürü: 'İşçiler kendi kanlarını döktüler.' Grev yapmak yasaktı, işçiler parmaklarını kesip gömleklerini kan damlalarının altına serdiler, yedikleri kuru ekmeği kanlı gömleğe sarıp Türk ordusuna gönderdiler; sanki bu haberi bir büvetin önünde asılı duran birçok gazetede görmüşüm gibi hatırlıyorum, hani yanından geçerken görürsün, şipşak fotoğrafını çekersin, sonra unutur gidersin, aynen öyle işte. 'Emine' Sevgi Özdamar'ın
82 TL.
Tükendi
Rus entelijansiyasının 1840larda Avrupaya sürgün edilen kuşağı, Rus siyasal düşüncesinde romantizmden Marksizme uzanan sürecin taşlarını döşemişti. E. H. Carr, Romantik Sürgünlerde bu tarihsel dönüşümü ele alıyor. 40lar kuşağının en göze çarpan figürü Aleksandr Herzen etrafındaki tartışmalar, çatışmalar, tanışıklıklar ve kopuşlarla yaşanan, romanlara taş çıkarır maceraları başarılı bir tarih anlatısına çeviriyor. Herzenden Bakunine, Ogaryovdan Neçayeve, Puşkinden Dostoyevskiye uzanan kahramanlar, devrimcile
273 TL.
Jean Baudrillard, 1996da Sanat Komplosunu yayınladığında, artık çağdaş sanatın varlık nedeni kalmadığını ilan ederek sanat çevrelerinde büyük bir skandala yol açtı. Sanat, bayağılığa, atıklara, vasatlığa, değer ve ideoloji diye el koyuyor, diye yazmış, çağdaş sanatın hükümsüz olduğunu, bir hiç olduğunu belirtmişti. Bu saldırı karşısında bazı eleştirmen ve küratörler Baudrillard ismini defterlerinden sildiler; işi bilenlerse, yankılar uyandıran bu parlak skandalın şehvetli ürpertisini hissettiler yalnızca. S
120 TL.
Tükendi
Bir Boğaziçi Tarihi değil bu; yalıların mimarî özellikleri üzerine bir kitap da değil. Yalılardan çok, yalılarda yaşayanların kişilikleri ve hayatları üzerine bir kitap. Yapmaya çalıştığım şeyi Çelik Gülersoy´a anlattığımda Anladım, demişti; Binadan çok zina yazacaksın...Her ne kadar mimarî bir iddiası olmasa da, Boğaz ve yalılarla ilgili bir şey yazan insan, artık iyice sayıları artan yeni, beton, zevksiz yapılarla ilgilenmek istemiyor. Sonunda bina anlatmasan da, anlattığın insanların oturduğu konutlar mi
950 TL.
Tükendi
Deniz Feneri, kaybedilen bir mutluluğun anılarda yeniden canlandırdığı olağanüstü bir romandır. Ramsay ailesi her yıl yaz tatillerini İskoçya`daki yazlıklarında geçirirler; bu tatilerin sonsuza dek süreceği duygusu hepsini sarmıştır. Çocuklar için cennetten farksız olan bu yaz evinde yetişkinler sık sık sonsuzluğu anımsatan zaman parçalarıyla karşılaştıkları hissine kapılırlar. Bilinç akışı diye adlandırılan modern roman anlayışının öncülerinden olan Virginia Woolf, otobiyografiye en çok yaklaşan bu romanın
122 TL.
Tükendi
İlk 'Canım' demek istediğinde ar etmiş dedem, 'Hanım' dese 'malım' demiş gibi olur diye korkmuş, 'Vesile' dese çok resmî, soğuk. Ama kendinden tarafa bakmasını istiyormuş, onu görmesini, onun içini, yüreğini, sevdasını fark etmesini istiyormuş; anlatacak, dökülecek, gerekirse ağlayacakmış. 'Baksana' dese olmaz, 'Bak hele...' demiş, devamını getirebilecekmiş gibi. Bakele dönüp bakmış. Dedem bütün söyleyeceklerini unutmuş, öylece kalmış. En safından aşk, hani, hasretle imtihan edilen... Aşka, dosta, sırdaşa,
156 TL.
Tükendi
Modern bireyin açmazlarına trajedi ve mizah duygusuyla ışık tutan Günü Yaşa, Nobel edebiyat ödüllü Saul Bellow'un başyapıtlarından biri. Aktörlük, evlilik ve iş hayatında başarısız olan Tommy Wilhelm, kişisel tarihini baştan aşağı sorgulamaktadır. Bu, dünya değil; bu, bir tür cehennem diyecek kadar umutsuzdur gelecekten. Kendi iradesiyle değiştirebileceği çok az şey olduğunu düşünmektedir. Göğsünün içinde yanlışın sıkıca atılmış bir düğümü vardır. Babası, kız kardeşi, karısı ve oğullarıyla ilişkisi yalnızlı
141 TL.
Tükendi
Hasan Fehmi Nemli çevirisi, David Lodge'un önsözü, Lionel Trilling'in sonsözü, Yazar ve dönem kronolojisi, Kitaba dair görsellerle. Howards End, E. M. Forster'ın 20 yüzyılın başında İngiltere'de yaşanan sosyal dönüşüm ve sınıf çatışmalarını anlatan başyapıtı. Howards End kesinlikle Forster'ın başyapıtıdır. Önceki kitaplarının temalarını ve tarzını tamamlamakla kalmaz, onların üzerine yeni, daha güçlü bir ışık tutar. LIONEL TRILLING
300 TL.
Tükendi
Sevil Cerit çevirisi, Lionel Trilling'in önsözü, Judith Scherer Herz'in sonsözü, Yazar ve dönem kronolojisi, Kitaba dair görsellerle. Manzaralı Bir Oda, E.M. Forster'ın uzak kültürlere seyahatin insan psikolojisi üstündeki etkilerini işleyen romanları arasında zarafetiyle istisnai bir eser. Orta sınıf İngiliz kadınların daha özgür hayatlar sürmeye başladıkları 20 yüzyıl başında kuzeni Charlotte Bartlett ile İtalya turuna çıkan Lucy Honeychurch, Floransa'daki Bertolini Pansiyonu'nda yeni insanlarla ve manzar
225 TL.
Tükendi
Roza Hakmen çevirisi, Yazarın ve James McConkey'in önsözleri Dominic Head'in sonsözü, Yazar ve dönem kronolojisi, Kitaba dair görsellerle. Cennet Dolmuşu, romanlarıyla 20 yüzyıla damga vuran E. M. Forster'ın bir o kadar başarılı olan öykülerini bir araya getiriyor. Cennet Dolmuşu, Forster'ın Birinci Dünya Savaşı öncesi kaleme aldığı on iki öyküden oluşuyor. Vaizin Arkadaşında bir faunla sohbet ederken, Cennet Dolmuşunda cennetten dönüş biletinin peşine düşecek, Siren'in Öyküsünde Capri'deki gizemli Mavi Mağ
230 TL.
Tükendi
Armağan İlkin çevirisi, Lionel Trilling'in önsözü, Richard Keller Simon'ın sonsözü, Yazar ve dönem kronolojisi, Kitaba dair görsellerle. Meleklerin Uğramadığı Yer, 20 yüzyılın büyük yazarı, romancı ve eleştirmen E. M. Forster'ın ilk büyük eseri. Henüz 26 yaşında yazdığı Meleklerin Uğramadığı Yer'de Forster, roman sanatında büyük bir ustalık sergilerken Britanya'nın kolonyal geçmişinden kalan önyargılarına yönelik eleştirel bir bakış da sunar. Kocasının vefatından sonra gittiği İtalya'nın ücra bir kasabasınd
203 TL.
Tükendi
Sadece stokta olanlar : 
Toplam 1000 kayıt bulunmuştur Gösterilen 600-620 / Aktif Sayfa : 31