Hayatımın, iç dünyamın ve uğraşlarımın çocukluğumdan beri en önemli yönü Türklüğe ve Türk dünyasına duyduğum ilgidir. Kader beni bu alanlarda etkili ve yetkili olarak çalışmaya yönlendirdi. İşimi sevgiyle ve sevinçle yaptım. Ama bu konu benim için tamamlanmış, bitmiş ve sadece hatıra haline gelmiş bir alan değildir. Şu andaki bilincimle söylüyorum ki gücüm olduğu sürece ve imkân buldukça çalışmaya devam edeceğim. Zaten etmekteyim de
Türk dünyasını hayatımın bir süsü olarak görmedim. Bu alanı kendilerine mahsus görüp başkalarının girmesinden hoşlanmayanlardan da olmadım. Tam tersine insanları yapabildiğim kadar Türk dünyasına yöneltme çabası içinde oldum.

Tarihin akışı Türkiye Türklüğünün ve Dünya Türklüğünün önüne bulunmaz bir fırsat getirmiştir. Bu fırsat mutlaka değerlendirilmelidir.