Bu çalışmamızda; öngörülebilen ihlal kavramını ve sonuçlarını inceleyerek ve henüz muaccel olmayan borcun ifa edilmeyeceğinin öngörülebilmesi olgusuna yönelik bir öneride bulunuyoruz. Yaklaşık 170 yıl önce İngiltere'de doğan anticipatory breach doktrininin (öngörülebilen ihlal) CISG'deki yansımasını inceliyor, Türk hukukunda var olan görünümlerini belirgin hale getirerek, tartışılmakta olan sonuçlarına ilişkin görüşlerimizi açıklıyoruz.
Kanımızca, ahde vefa ilkesini, vefanın olmayacağı bir ilişkide uygulamak, ifa edilmeyeceği öngörülebilen bir sözleşme ile tarafları bağlı tutmak, ne tarafların ne de topumun yararınadır. Haklı feshin, ani edimli ve henüz ifasına başlanmamış sürekli edimli sözleşmelerdeki iz düşümü olan öngörülebilen ihlal ve alacaklının buna dayanan hakları (özellikle öncelenmiş dönme hakkı); ahde vefa ilkesinin hem istisnalarından, hem de sonuçlarındandır. Bir istisnadır çünkü, muacceliyetten önce dönme hakkı tanır; sonuçtur çünkü bazı durumlarda İlkeye aykırı davranışın bir yaptırımıdır. Borçlunun sözüne uygun davran(a)mayacağı öngörülebildiği için alacaklı, sözleşmeden dönme hakkını vaktinden önce kullanabilir (önceleyebilir).
Devamı
Format |
:Kitap |
Barkod |
:9786057622365 |
Yayın Tarihi |
:2019-04-02 |
Yayın Dili |
:Türkçe |
Baskı Sayısı |
:1.Baskı |
Sayfa Sayısı |
:267 |
Kapak |
:Karton |
Kağıt |
:1.Hamur |
Boyut |
:160 X 235 |