“Kış çok kasvetli geçti; bu kederli kalpleri tek bir güneş ışığı gelip de ısıtmadı. Sonunda bir sabah, sanki sözleşmişler gibi, herkes üzerine matem elbiselerini giymiş olarak, kahvaltı için toplanılan salona indi. Birkaç günden beri, ailenin neşesi ve gururu demek olan delikanlıya tekrar kavuşma düşüncesini akıllarından çıkardıklarını artık birbirlerinden saklamaz olmuşlardı âdeta! Bay ve Bayan Meynard, yılların yükünden çok acılarının ağırlığı altında iki büklüm olmuşlardı. Güzel bir sonbahar akşamı, bütün aile o bilinen mağaraya ve genç Robenson’un inşa etmiş olduğu kulübenin harabelerine doğru gezintiye çıkmışlardı. Bay ve Bayan Meynard daha uzun yıllar yaşadılar ve genç evlilerin mutluluğunu görerek sevinç duydular. Etraflarını birçok torun sardı; çocuklar o meşhur mağaranın yerini bulmakta gecikmediler. Güzel yaz akşamlarında çocuklar, hiç bitmeyen bir dikkatle kuzeyli Robenson’un acayip maceralarını hep o yerde dinlediler.”

Bu acıklı hikâyenin nasıl mutlu sonla bittiğini öğrenmek ve inanılmaz bir maceraya tanık olmak için hemen kitabın sayfalarını çevirmeye başlayın.
Keyifli okumalar.