Merkez bankasının ne yaptığı ile ilgilenmemek mümkündür, ancak onun aldığı kararlardan etkilenmemek neredeyse imkânsızdır. Öncelikle merkez bankasının kendisi, kendi kendine işleyen piyasa mekanizmasının olumsuzlanması olarak görülmelidir. İkinci olarak, kapitalist toplumsal ilişkiler içinde merkezi bir yere sahip olan kredi ilişkisinin gelişkin bir duruma gelmesi, ancak merkez bankasının varlığı ile mümkün olmaktadır. Üçüncü olarak merkez bankası, sermaye birikim sürecinde ortaya çıkan özel zararların toplumsallaştırılması sürecinin odağında yer alan kurumdur. Son olarak, merkez bankası, esas olarak istikrarsız olan ve içsel olarak kriz eğilimlerini içinde barındıran kapitalist sistemin yönetilmesi açısından kritik işlevler yüklenmektedir. Bu bağlamda merkez bankası kapitalist toplumsal ilişkilerin üzerine bina edildiği paranın ulusal alandaki gardiyanı olarak değerlendirilebilir. Merkez bankasının bu rolü kaçınılmaz olarak onu sınıf mücadelesinin odağına yerleştirmektedir. Dolayısıyla merkez bankasının siyasi kontrolün dışında olması ve dar bir şekilde fiyat istikrarına odaklanması, merkez bankası bağımsızlığı yanlılarının sıklıkla belirttikleri gibi teknik ve apolitik
değildir. Merkez bankasının bağımsız olması, değerin en soyut formu olan paranın yönetiminin, toplumsal sınıfların mücadele alanının dışına çıkarılması girişimi anlamına gelmektedir.
Devamı
Format |
:Kitap |
Barkod |
:9786058971523 |
Yayın Tarihi |
:2009-05-01 |
Yayın Dili |
:Türkçe |
Baskı Sayısı |
:1.Baskı |
Sayfa Sayısı |
:320 |
Kapak |
:Karton |
Kağıt |
:2.Hamur |
Boyut |
:135 X 195 |