Büyüklerin arasında dolaşır, sohbetlerini can kulağıyla dinlerdim.
Kuruyup kararmış bu adamlar çay, sigara ve dedikodu ile beslenirlerdi.
Hikâyeleri, hele ki din büyüklerinin cenkleri, kerametleri hakkında ise
büyülenmişçesine anlatırlardı. Coşan, dalgalanan sesleri birdenbire alçalır,
yumuşar, içe doğru akardı. Az önce gürültüyle sarmalanan kalabalığın
üzerine, gözyaşlarını çağıran hüzünlü bir sessizlik çöker, ortam huşu
denizine dönerdi.
Sonra, rüzgâr tersten de esebilir, o vakit küfürlü kahkahalar ağızları doldurur,
birbirini iğneleyen sözler, birinin eksiğini açığa çıkaran hikâyeler odayı dört
taraftan kuşatırdı. Birinin eksiğini açığa çıkaran hikâyeler odayı dört taraftan
kuşatırdı.
Mavi Bozkır, gâvur çeşmeleri, köylük yerleri, pavyon müdavimleri... Ufak
tefek hesaplara karşılık alınan büyük zayiatlar... Yaşadıkları yerin rengi ve
kokusu olan insanların öyküleri...
Hayati Sönmez, taşranın, dışarıdan bakınca kendi halinde görünen ama
aslında bozkırın hiçliğiyle boğuşan ve bazen de etrafındakileri yine bu hiçlik
duygusuyla boğan insanlarını anlatırken, gri bir seher vaktinde bozkıra
vuran sert rüzgârları da yüzümüzde hissettiriyor.
Devamı
Format |
:Kitap |
Barkod |
:9789750529573 |
Yayın Tarihi |
:2020-10-09 |
Yayın Dili |
:Türkçe |
Baskı Sayısı |
:1.Baskı |
Sayfa Sayısı |
:139 |
Kapak |
:Karton |
Kağıt |
:Kitap kağıdı |
Boyut |
:130 X 195 |