"Bu yalnız adam yolları adımlarken, tek başına, dostsuz, arkadaşsız, sevgilisiz kenti kucaklarken, ne düşünür, neler tasarlar, hangi hüzünler onu bunaltır, hangi arzular peşinden gelir, hangi toplumsal travmalar kafasını meşgul eder, hangi felsefi düşüncelere dalar, hangi anılar canını sıkar ya da birdenbire canlanmasına yol açar? En nihayetinde bu adam bu kenti neden “amaçsızca” adımlar, neden insanlardan o kadar uzak ama ruhsal olarak onlarla hep haşır neşirdir, onlardan uzak dursa da aslında hiç kopamamıştır? Nedir onlarda aradığı? Neden uyumsuzdur toplumla? Ne istemektedir başkalarından? Kendisi ne vermektedir ya da vermek istemektedir insanlara?Umudu var mıdır onlardan?Ali Rıza Gelirli’nin denemeleri, günümüzün yalnız ve hüzünlü ve bir o kadar da sorumlu ve bilge kent insanının iç dünyasına götürüyor bizleri.