Recep Tayyip Erdoğan'ın "yükselişinin" bilinmeyen yönleri, bütün çıplaklığı ile gözler önüne seriliyor.

"Hasan Yeşildağ, hapishanede suikasta uğrayacağı endişesiyle Tayyip Bey'i yalnız bırakmamaya karar verdiğinde, ilk iş olarak bankasına gidip bir çek defteri alır.

Amacı, yakın bir arkadaşına çek kesip, vadesi geldiğinde ödemeyerek karşılıksız çek kesmekten 'içeri' girmektir.
Kendisini mahkemeye vermesi için arkadaşına bir de avukat tutar.

Çekin üzerindeki rakam 370.000 TL'dir. O günlerde 'ha' deyince bulunacak kadar basit bir meblağ değildir ve sonuçta 'karşılıksız çek' yazmaktan mahkemelik olur.

Dava aleyhine sonuçlanırsa 12 ay hapis cezası alacak ve bunun 4 ayını fiilen yatmak zorunda kalacaktır.

Duruşmada, yana yakıla hâkimden kendisini hapse mahkûm etmesini talep eder...

Hâkim, yirmi yıllık meslek hayatında ilk defa, böylesine 'saçma' bir taleple karşılaşmanın şaşkınlığı içindedir."

Emin Çölaşan, Kalpazan için şunları söylüyor:
Birkaç yazımda onun kitaplarını tanıttım. Şimdiye kadar yüzlerce yazar için yazdığım kitap tanıtma yazılarını Ergün Poyraz fazlasıyla hak ediyordu. Nice gerçekleri onun kitaplarından öğrendim, nice belgeleri yine onun kitaplarında gördüm. AKP döneminde Türkiye'yi yönetenler, o kitaplar sayesinde tek tek gözlerimizin önünden geçti. Okudukça "Vay bee, demek böyleymiş!" dedik.

Bir gün gazetede kendisine sormuştum:
"Ergün, bu kadar belgeyi ve bilgiyi nereden buluyorsun?"
Ergün Poyraz mütevazı adamdı. Yanıtı kısa ve öz oldu:
"Araştırınca bulunuyor!"