Felsefe ile iktisadın birlikteliği yeni değildir. Başta Platon ve Aristoteles olmak üzere, Antik
Dönem felsefecileri iktisada önemli katkılar yapmıştır. Ekonomi kavramını ilk defa kullanan,
Oikonomikos (Ekonomi Üzerine) kitabının yazarı Ksenophon’dur. Bu bakış açısıyla, iktisat ve
felsefenin yaşıt olduğu söylenebilir. Ancak, iktisadın bilimsel doğuşu, 18 yüzyılda
gerçekleşmiştir. Ve yine, bu doğuş, felsefeciler sayesindedir. Günümüzde üzerine birçok
çalışma yapılan paranın miktar teorisinin temelleri D. Hume’da; fayda teorisinin temelleri de
Bentham’ın faydacılık düşüncesinde bulunabilir. İki farklı cenahta yer almalarına karşın, aynı
okulun potasında var olan Adam Smith ve Karl Marx da önce felsefeci, sonra iktisatçıdır.
İktisat ve felsefe arasındaki bağın dönem dönem zayıflamasının nedeni, neoklasik iktisadın,
iktisat yazınında baskın hale gelmesidir. Neoklasik iktisadın izlediği dikotomi yaklaşımı
iktisadın düşünsel derinliğini zayıflatmıştır, fakirleştirmiştir. Neoklasik iktisatçılara en büyük
destek ise K. Popper’ın yaklaşımıyla gelmiştir. Ancak, bu destek de iktisadın bir doğa bilimi
olmasını sağlayamamıştır. Özellikle 2008 Küresel Krizi sonrası, iktisat teorisi tartışmalarıderinleşmiş; politik iktisada dönüş fikirleri yüksek sesle dile getirilmiştir.
Devamı
Format |
:Kitap |
Barkod |
:9786057265319 |
Yayın Tarihi |
:2023-04-12 |
Yayın Dili |
:Türkçe |
Orjinal Adı |
:İktisat Felsefesi |
Baskı Sayısı |
:1.Baskı |
Sayfa Sayısı |
:668 |
Kapak |
:Karton |
Kağıt |
:Kitap Kağıdı |
Boyut |
:160 X 235 |