Ülkemizin yetiştirdiği en önemli terör uzmanlarından Emin Gürses uzun yıllardır üzerinde çalıştığı ve saha çalışması yaptığı etnik terör konusunu masaya yatırıyor. Uluslararası sistemlerin kıskacında etnik terörün nerelerden beslenip neleri amaçladığını örnek olaylarla anlatıyor.

İkinci Dünya Savaşı´nı takip eden Soğuk Savaş´ın yarattığı ideolojik kutuplaşma dönemini takiben, özellikle yoksulluğun ve baskının beslediği etnik temelli terör örgütleri 1960´lı yılların sonu ve 1970´li yılların başından itibaren bazı gelişmiş ve gelişmekte olan ülkelerin siyasi gündemlerinde yerlerini almaya başlamışlardır. Uzun yıllar bazı Avrupa ülkeleri açısında önemli sorunlar yaratan ideoloji temelli terör (Almanya´da Kızıl Ordu Fraksiyonu, İtalya´da Kızıl Tugaylar´ın eylemleri gibi) Türkiye’de de kendisini göstermiş, yerini etnik temelli teröre bırakmıştır.


ABD ve Sovyetler Birliği etrafında belirginleşen iki kutuplu sistemin Sovyetler Birliği´nin dağılmasıyla birlikte ortadan kalkması, etnik hareketlerin lider kadrolarınca amaca ulaşmak için yeni bir fırsat olarak algılanmıştır. Bazı istisnai örnekler dışında (Bir dönem Kanada´nın Quebec bölgesinde olduğu gibi), etnik temelli terör örgütleri (IRA, ETA ve PKK gibi) çatışmaları artırmak için adeta bir yarış içerisine girmişlerdir.