İnsanı canlılar aleminin efendiliğinden indiren evrim kuramı Dünya'yı evrenin merkezinden çıkaran Kopernik devrimiyle başlayan sürecin bir uzantısı olarak görülebilir. Kopernik devrimi de evrim kuramı gibi bir dinsel direnç ile karşılaşmış ama sonuçta benimsenmiş.
1577 yılında dünyanın yakınından geçen kuyrukluyıldız Avrupa ve Türkiye'de farklı tarihi olaylara yol açar: Batı'da Tycho Brahe kuyrukluyıldızın yörüngesini kurgulayarak bu kuyrukluyıldızın yörüngesini kurgulayarak bu kuyrukluyıldızın gezegenleri taşıdığı düşünülen kristal kürelerin içinden geçmiş olması gerektiği sonucuna vararak kristal kürelerin varlığını sorgular. Bu, Kopernik devriminin önemli bir aşaması olarak görülebilir. İstanbul Rasathanesi'nde gözlemlerini yapmakta olan Takiyüddin'in ise aynı kuyrukluyıldız ile ilişkili görülen olaylar yüzünden rasathanesi yıkılmış, bu da Kopernik Devrimi'nin Türkiye'ye girişini önemli ölçüde geciktirmiş.

Gene de sonuç olarak baktığımızda Kopernik devriminin bugün Türkiye'de benimsenmiş olduğunu söyleyebiliriz; en azından kimse parlak kuşe kağıtlara 'Kopernik yalanı ve Batlamyus Gerçeği' diye kitaplar basıp Dünya'nın evrenin merkezinde olduğu düşüncesinin de alternatif bir kuram olarak okullarda okutulmasını talep etmiyor.

Peki, arada ne oldu da Kopernik devrimi Türkiye'de böylesine benimsendi? İnsanın diğer canlılar ile ortak bir atadan gelmesine bu kadar itiraz yapılırken neden kimse Dünya'nın evrenin merkezinde olmamasından hicap duymuyor?