Başta Zoe, Teodora ve diğer Bizans kadınları… Kimbilir kaç kez yazıldı, çizildi, kaç kez konu oldu filmlere, romanlara…Çoğunlukla erkek söylemiyle, cinsiyetleriyle yani biyolojik cinsiyetleriyle öne çıktılar. Dolayısıyla tarihin ve tarihçinin ittiği bir boşluğa yuvarlandılar.
Evet biliyoruz, Bizans, kadın düşmanlığı konusunda ünlüdür ve çoğunlukla ataerkil bir devlet olarak varolmuştur. Ve biliyoruz ki bu bakış, erkek ve erkek değerleri ile çevrelenmiştir. Erkek, toplumda “olumlu” üyedir kadın ise “öteki”.
İşte Barbara Hill tam bu noktada, feminist bir yaklaşımla Bizans’ın İmparatorluk kadınlarına bakıyor, onları ön plana çıkarmaya, erişmeye çabaladıkları mevzileri bulmaya çalışıyor. Bizanslı kadınları görünür kılmayı hedefliyor. Kadınlara toplum tarafından tanınan iktidar alanı ile kadınların fiilen sahip oldukları iktidarın hangi noktalarda farklı olduğunu sorgulayan yazar, Bizans İmparatorluğu’nun politik ve toplumsal bakımdan hareketli olduğu yüzyıllara ışık tutuyor.