Köyden kente uzanan bir yelpazede; doğayla, toplumla, giderek kendileriyle kıyasıya mücadele içinde olan insanların dramatik yaşamının sergilendiği bu yapıtında Akkuş yaşamın bir kesitini gözlemlerken konu ve biçimde öykücülüğümüzde bir yenileşmeyi getiriyor.
Öykülerini okurken uygulamada iyiye, bilinçli uyanışa, eyleme, ilerlemeye yönelerek; estetik etkinin işlevi, sosyal, ahlaksal bir dönüşüm oluşturmaktadır. Sosyal yaşamın içindeki tarihsel dönüşümleri kapsayan süreci çok yönlü ve dramatik bir üslupla yansıtmaktadır.
Öykücülüğümüze örneklik eden an ve anıları kullanırken; düşünce ve duyguyu dizginleyen kurallara karşı bir direniş niteliğini çağrıştırıyor. Akkuş sehir ile köy arasındaki kopuşu, bireyin toplum içindeki yalnızlığını, kazanç hırsının bayağılıklarını da gözler önüne seriyor.
Köy kent sarmalındaki çelişkileri de bütün boyutlarıyla öykülerine ustaca taşımış olduğu Türkiyeli insanı sınıfsal bir temele oturtarak karşımıza diker. Tanıklığını yaptığı ortamı güçlü bir gözlemle en ince ayrıntılarına dek yansıtmaya çalışıyor.
Taki Akkuşun Aynanın Körlüğü adlı öykü kitabı. Öykücülüğümüzde yeni bir arayışın adı olabilir. Yaşamı masaya yatırmak önemli değil, ama masaya yatırılan yaşamın sanatsal ameliyatı önemli. Taki Akkuş kurgusu, dili ve gözlemlerindeki derinlikle bu ameliyatı başarıyla sonlandırıyor.
Aynanın Körlüğü ve Taki Akkuş öykücülüğümüzün solunum yollarını genişletecektir.