Çocukluktaki kaotik deneyimlerimizde, ergenlik çağındaki isyanımızda, mantıksız cinsel iştahlarımızda, paraya düşkünlüğümüzde delilik her zaman mevcut.Yaratıcılık, eksantriklik, kozmik bilgilerle donatılmışlık, hassaslık hep deliliğe atfedilen özellikler. Edebiyatın, resmin, müziğin en büyük sanatçıları ya kendilerini ya eserlerini deliliğe vakfetmiş, deliliği övüp onu anlamaya, tanımlamaya çaba göstermiş. Peki ya akıl sağlığı nasıl bir şey? Neden bu soru karşısında hazır cevaplarımız, başvurabileceğimiz referanslarımız, alıntılayabileceğimiz replikler yok? Neden delilik heyecan vericiyken akıl sağlığı sıkıcı, boğucu ve sıradan?
Adam Phillips, işte bu sorulara verilebilecek yanıtların peşine düşüyor. Hayatla, işimizle, çocuklarımızla, eşimizle sağlıklı ilişkiler kurmanın sağlıklı ve dengeli bir akıldan geçtiğini anlatıyor. Edebiyattan, psikolojiden ve tarihten beslenen bir metinle, akıl sağlığının sadece deliliğin alternatifi olmadığını; yaşamlarımız için ayakları yere basan, gerçekçi, mutluluk verici bir seçenek de olabileceğini göstermeye çalışıyor.