Hardt, yetmişlerdeki devrimci hareketleri alışılagelenden bambaşka bir bakış açısıyla yorumluyor. Ona göre bu hareketler altmışlarda doruk noktasına ulaşan sol hareketin bitişini ve yenilgisini ifade etmez. Aksine, bir yandan devrimci hareketlere yönelik şiddet ve baskının arttığı, öte yandan merkezcil ve hiyerarşik sol söylemin artık işe yaramadığı bir dönemde, yetmişlerdeki hareketler, ırkçı, sınıfsal, patriyarkal, cinsiyetçi ve doğa tahribatına dayalı çoklu tahakküm yapılarına karşı çıkmakla ...