"Görüş bitene kadar ben konuştum o dinledi. Yüzündeki belli
belirsiz kaygı, sıkıntıdan öldürecek beni. Keşke şu cam, demir
parmaklıklar olmasa. Sımsıkı kucaklasam, bedeninin sıcaklığına
bıraksam kendimi, saçlarını koklaya koklaya konuşsam, yüzü
avuçlarımda gözlerine baksam, öpsem, konuşsam, öpsem..."
Sahici bir hikâyenin peşine düşüyor Özgür Soylu. Sanki
annenizden ya da mahallenizdeki devrimci bir ağabeyden
dinlediğiniz yarım kalmış bir hikâyenin peşine ...