Nefes kesici bir andı. Bu tuhaf, dâhi ve acı çeken adamı nihayet anladığımı hissediyorum. Etkilenmiştim... hem de çok. Dudaklarım aralandı. Göğsüm inip kalkıyordu. Elim uzandı...
Parmak uçlarımız birbirine daha yeni dokunmuştu ki, gürültü patırtılarla yerlerimizden sıçradık. Kapı hızla açılıp kapanınca perdeler dalgalandı. Kapıları böyle açan tek kişi tanıyordum! Elimi küt küt atan kalbime bastırdım.
Gelen Emerson'du! Oydu! Ama ne halde! Saçı diken dikendi, en güzel gömleği harap olmuş ...