Ahmet Antmen
“Hayatın pınarı boşandı dizginlerinden. Kaynağında fokurdadı gürültüyle… Dağların bağrına gömülenler dile geldi. Mamak kışlasında evi yıkılan bir at şahlandı, Toroslara kadar koştu. Vakitler arasında fecri bildi, kendine sırdaş eyledi. Bir Türkmen beyinin yanına sürüdü ayaklarını. Âşık Musa’ya evladını değil, veliyi sordu. Beyi, toprağın altında bırakıp yüklendi sırtına vezinleri, koçakları. Yükü arttıkça ezilmedi altında, genişletti sağrısını. Civardan koştur koştur gelenlere ...