Hiçbir karşılaşma tesadüf değildir. Hiçbir hissediş, düşünüş, bakış, algılayış, seziş de öyle. Hatta
bunların tersi de tesadüf değildir. Alışveriş yaptığımız market, yemek yediğimiz lokanta, su içtiğimiz
çeşme, yürüdüğümüz kaldırım ve orada, yanlarından birer yabancı olarak geçip gittiğimiz insanlar...
Tesadüf gibi görünen karşılaşmalar, yolu sorduğumuz herhangi biri, hafifçe çarptığımız bir insan...
Bize gülümseyen küçük bir çocuk, önümüzden aniden uçuveren bir kuş, gün boyu ...