On dokuzuncu yüzyıldan önce “normal” kelimesi neredeyse hiçbir şekilde insanlarla bağlantılı değildi. Normal, bir matematik terimiydi: İnsanlar değil, matematikteki “doğrular” normal olurdu. 1830’lardan itibaren ise, istatistiğin Batı dünyasında yaygınlaşması insanlığın her bir parçasını ölçme fikrini beraberinde getirdi, buna da normal bilimi denildi. Bebeklerin kilosundan ideal kadın bedenine, zekâdan akıl sağlığına kadar her şeyin bir ortalaması, bir normali vardı artık. Elbette bu, sömürgeci ...