Çocukluğum Ege’de iki katlı, önü sofalı, kapısı yeşil boyalı, bağlı, bostanlı, masal gibi bahçeli bir evde geçti.
Evimizin bahçesinde altın sarısı renkleriyle gülen ayvalar, şifa kaynağı dutlar, dert ortağım ahlatlar, Ege’nin
bal incirleri, tepesine tırmanıp sularını üstüme akıta akıta yediğim yemyeşil can erikleri ve güneşi eme eme
sararan bereketli asmalar, salkım saçak arzıendam ederlerdi. Zeytinyağlı ev sabunu kokan odamın
demirlerinden sarkan iplerde biber ve patlıcanlar ...