"Yabancı bir yere ilk defa inip, hiç lüzumsuz, manasız bir his duymadan, toprağa -varsa- bir
battaniye atıp yıldız seyretmeden, memleket, sevgili, ıvır zıvır düşünmeden uyumak... Belki böyle
şey, iyi insanlara nasip oluyor. Belki biz, zayıf, karışık, kötü insanlar, yabancı bir yerde ağlamaklı
oluyoruz."
Kalemini balıkçı kahvehanelerinden Adalar’a, İstanbul'un arka sokaklarından deniz kenarlarına
uzanan hikâyelerde gezdirir Sait Faik. “Yazmasam deli olacaktım” der, yazmaz ...