İnsanın hayatında ancak iki üç kez yaşayabileceği, çocukluk anılarının tadını, ışığını, kokusunu taşıyan o olağanüstü mayıs aylarından biriydi. Maigret'ye göre ilâhilere yakışır bir mayıs ayı, çünkü ona hem ilk komünyonunu hem de her şeyi onca yeni ve şaşırtıcı güzellikte bulduğu Paris'teki ilk baharını anımsatıyordu. Sokakta, otobüste, çalışma odasında bazen uzak bir sese, yüzüne çarpan ılık havaya ve onu yirmi, otuz yıl geriye götüren açık renk bir kadın bluzuna takılıp kalıveriyordu. Önceki g ...