Sesin, çocuğum senin, taşlara can veren
Bir iğdeli yol, bir akasya serinliği...
Sonra o altın zaman saçlarından doğan
Gözlerinin püsenler içindeki zeytini
Kekre ırmağı aşkın parmaklarında biten.
Sonra göğüslerinin o mağrur uçurumu
O ebruli başdönmesi gamzelerinde tüten.
Ağzın ki bir uzun ayaklanma ölüme karşı
Yürüdükçe yolları gelincik tarlasına çeviren,
öyle kısa sürüyor ki gelişinle gidişin
Ne çekiyorsam ayaklarından çekiyorum.
...