Mavrato köyünün hayalperest çocuğu Süleyman’ın en çok istediği şey küçüklüğünden beri sevdiği Melek’le evlenmektir. Geç olur, güç olur ve sonunda muradına erer. Süleyman gündüz tarlasında çalışacak, geceleri Melek’i sevecek ve kocaman bir aile kuracaktır. Hiç hesapta yokken askerlik kapıyı çalar. Meşrutiyet’in ilanıyla birlikte köylünün alıştığı, bildiği düzen değişmektedir. “Üç yıl geçer” deyip askere gider ve Balkan Harbi’nin tam göbeğine düşer. Neye uğradığını şaşıran Süleyman, mucize kabilin ...