İran’da uzun sürmüş bir sonbaharda, kaç kere parçalanmış, tasfiye edilmiş olursa olsun hayatta kalmayı başaran feminist hareket, beklenmedik olduğu kadar cüretkâr da olan bir ayaklanmanın körükleyicisi oldu. Kadın ile özgürlüğü birbirine yaşamla bağlayan bir hareket, toplumun tüm kesimlerine politik cesaretin bambaşka bir yolunu açtı. Dehşet ve ölüm politikasının yarattığı kayıtsızlık gibi, zulüm ve acımanın pekiştirdiği ihtiyatlılık da, iç ve dış düşman imgelerinden beslenen kolektif kimlikler ...