“Sihirli değnekleri ve yıldız tozunu çocuklukta bırakıyordu insan, büyümekse önce gerçekleri kabullenmekten geçiyordu. Sen gittin ve ben en önemli dayanağımı yitirdim. Bahar yaklaşırken her şey ne kadar da uzağıma düştü. Ilıman havalar bir su kıyısına göçme mevsiminin yaklaştığının habercisiydi. Ankara’nın pusundan uzaklaşmak, olağan akışındaki hayatımızın ötesine geçmek demekti. Öyle sanıyorduk. Aslında eşikte durup dışımızda akıp giden her şeyi yalnızca seyrediyorduk. Olsun, bu bile yetiyordu ...