“Bu memlekette büyümüş yazarların çocukluk hatıralarında, hafızalarının en gizli odalarında neler saklıdır? Her yazarın çocukluk anılarında (ya da yaralarında), illa ki darbe’lenen gençlik günlerinde, ebeveynleri, arkadaşları ya da şehirle kurdukları ilişkide eteklerinde biriken ne çok taş varmış meğer. Eminin siz de okurken, yetmiş yıldan bu yana döşenmiş bu taşların üzerinden geçerken, her bir yazarın yarasına, anısına, neşesine, coşkusuna, ukdesine yakından bakma imkânı bulacak, onları ‘yazar ...