Bir bavul ya da denk; bir bilet ya da uzun bir yürüyüş; bir mülk, apar topar terk edilmiş ya da bir ev, “kapatılmış” veya “dağıtılmış,” eşyaları satılmış ama bolca hüzün, içe akıtılan gözyaşı; dönüşü baştan unutulmuş bir gidiştir göç. Ama hepsinden önemlisi insanın değersiz kılınmasıdır, insanın kendini yerinde yurdunda değersiz hissetmesidir. Bu yüzden gönüllüsü yoktur göçün, daima zorunludur, zor yoluyladır. Boşuna dememişler işte “umuda yolculuk.” Kendini kandırmazsan “göçmen”liği kabul edem ...