Felsefede hakikati, doğruyu, güzeli, iyiyi bulmak için gündüzün aydınlığı önemliydi, karanlık mağara ise cehaletin simgesi olageldi. Bir çağa medeniyet getirenler de “Aydınlanan”lardı. Bu kitabıyla felsefede gündüzün hegemonyasını sarsmaya çabalayan Fœssel ise bizi gecenin karanlığını felsefenin yaratıcılığı olarak düşünmeye davet ediyor. Düşünceyi farklı kılan ya geceye özgü karanlığın müphemliğiyse? Gece, bilincin tam olarak çalışmasına izin vermez; üstelik gece varlıklar açık seçik olmadığınd ...