"Gecenin soğuk perdesi, kaban gibi üzerime abanıyordu. Bu oda. Yan oda. Öteki oda. Mutfak. Alt kattaki. Üst kattaki. Diğer bahçedeki, hatta evrendeki tüm odalar, küçük, mini minnacık bir çıt sesini dahi esirgiyorlardı havadan. Sessizliğin kafa ütüleyen uğultusu her tarafıma sıçrayan çamurdu. Sağırlar için dünya, demek insanı böyle uyuşturan bir yerdi. Sükûtun kıyameti çoktan kopmuş ve tüm sesler
sorgulanmak üzere mahşere toplanmışlardı."
Nil Akay bizi, bir görünüp bir kaybolan, k ...