"Dünya şimdiki gibi; bir yanda acımasız cellatlar, öte yanda onlara boyun eğen kurbanlar olarak bölünmüştü. Her şey miskinlik ve adilik içindeydi. Bu adilikten iğrenmeksizin, öfkelenmeksizin, gerekli acıma duygusu ile söz edecek bir yazar bekleniyordu. Edebiyatın o zamanlar kafalar üzerinde büyük bir egemenliği vardı. Bu avare, bilgili ve ince beğenili insanların aradığı, parlak bir eğlence, temiz bir estetik duygu değildi, bir doktrindi. Sözcüğün tam anlamıyla bir yol göstericiydi Rus yazarı... ...