Bir bütün gün sudan uzaklaşıp katışıksız çöle doğru gittik ve alacakaranlıkta, nesnelerin dış hatlarını kırmızımsı parlak bir aylayla vurgulayan, yuvarlak, kırmızı ve alçak güneşin karşısına kamp kurduğumuzda, korkudansa üzüntüye gark olarak, vardığımız yerin ıssızlığın tam merkezi olduğu izlenimine kapıldım. Pek yakında gecenin yutacağı bu düz toprak üstünde, bu yabancı, insanı ezen ve hor gören güneşin altında, bizden başka hiçbir canlının bulunmadığını düşündüm bir süre. Tüm ufku inceledim de ...