1960’ların Akademi’si, Osmanlı İmparatorluğu döneminden beri sanat ve yaratıcılık yarışında en önde koşan çok özel bir kurumdu. Kendinde biraz yaratıcılık görenlerin içine kendilerini atmaya çalıştıkları ve orada rahat nefes alacağına inandığı bir yuvaydı.
Sümer Saldıray, Akademi’lilerin eser vermesini, yaşamasını ve soluk almasını sağlayan Akademi’yi Türkiye ve İstanbul’un o yıllarına ait gerçeklerinden ayırmamayı da gözetiyor. Hassas bir gözlemle, titizlikle ve şaşırtıcı özgün ayr ...